bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: noah land) t: cenk ertürk'ün yazıp yönettiği, kadrosuyla beklentiye sokan film. zira başrollerinde haluk bilginer ve ali atay'ın yanı sıra; hande doğandemir, mehmet özgür ve arın kuşaksızoğlu gibi isimler de yer alıyor. afiş; link ayrıca; film, dünya prömiyerini tribeca film festivali'nde yapacakmış. not: (bkz: masum)
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      - (#2312935) fragman; link
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne zaman vizyona girecek acaba izlenebilir bir film.. o kadar uzun zaman oldu ki sinemaya gitmeyeli.. sanırım en son ayla ve arif v 216 izledim. nerdeyse 2 yıl oldu ya. doğru düzgün film gelmiyor ki izleyelim.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2019 yapımı, başrollerde haluk bilginer, ali atay, arın kuşaksızoğlu, hande doğandemir ve mehmet özgür'ün olduğu nefis film. senaryo ve yönetmenlik ise cenk ertürk'e ait. açıkçası bu filmin ilk fragmanını izlediğimde aşırı sevmiş ve konusunu öğrendiğimde daha çok din temelli bir şey olacak diye düşünmüştüm. çünkü ana hikaye şuydu; ölümcül hastalığa yakalanan yaşlı bir adam (haluk bilginer) oğlunu (ali atay) yanına alarak doğup büyüdüğü köyüne geri dönmek ve öldüğü zaman ta yıllar evvel ektiği ağacın altına gömülmek istmesiydi. ancak, ağacın bulunduğu tepe halk tarafından zamanla kutsal sayıldığından buna yerel halk itiraz ediyordu. tabii bir de ağacın bulunduğu arazinin işletmesini elinde bulunduran yörenin en güçlü ailesi bu isteği hem maddi hem de soyut açıdan reddediyordu. işte dediğim gibi, konuyu öğrendiğim vakit daha çok dini bir film bekliyordum. kişinin toplum baskısı ile kendi istedikleri arasında sıkışması. ancak benim izlediğim daha başka bir şeydi. tammamen gerçekçilik üzerine kurulmuş ve her bir karakterin, rolünün hakkını fazlasıyla verdiği bir film. bir yönden ahlat ağacı'na inanılmaz benziyor bu film. ve zaten çekim tekniği olarak da nuri bilge ceylan sinemasını andırıyor. hikaye bazı yerlerde tıkansa ve genel olarak az da olsa bünyesinde hatalar barındırsa da (özellikle gereksiz küfür kullanımı ve küçük yerleşim birimlerindeki linç kültürünün es geçilmesi gibi) güzel film. özellikle her bir karakterin hem kendiyle hem de karşıdakiyle yüzleşme sahneleri kusursuzdu. bir yönden de artık bıktıran bir paradoksa sahip bu film: türk sineması'ndaki baba oğul çatışması. çünkü bu bazen öyle saçma bir hal alıyor ki, sadece taşrada yaşayan insanlar bu sıkıntıyı çekiyormuş gibi hep onlar üzerinden örneklendiriliyor. neticede, tüm kusurları ve iyi yönleriyle kaliteli bir film. kesinlikle izlenmeli. --- spoiler --- ali atay'ın eşiyle köyde yaşadığı yüzleşme sahnesindeki tiradı efsaneydi. "beni dönüştürdüğün hal için özür dileyeceksin. hayatımın orta yerine koydum seni, orada duramadığın için benden özür dileyeceksin. biz bu ilişkiyi bambaşka bir yere taşıyabilirdik, buna izin vermediğin için benden özür dileyeceksin. beni sevebilecekken nefret ettiğin bir adama dönüştürdüğün için benden özür dileyeceksin. ben ne yapacağım biliyor musun? bütün özürlerini kabul edeceğim." --- spoiler ---